Home / Makaleler / Garabetler Ülkesi

Garabetler Ülkesi

ramazan-kayan88

Türkiye gerçekten garabetler ülkesi olmaya devam ettiği içindir ki; hayretlerden ve hasretlerden bir türlü kurtulamıyoruz… Şaşkınlık içinde şaşkınlık, çelişkiler içinde çelişkiler yaşamak adeta kaderimiz oldu sanki…

Bir ara ümitlendik, 28 Şubat post modern darbeci taifesine yönelik yargı süreci başladı diye… Artık dokunulmayanlara da dokunulacak diye sevindik… Binlerce mağdurun, mazlumun ahı yerde kalmayacak umudu ile sabahladık… Eski Türkiye’nin fosilleri, dinazorları tek tek tasfiye edilecek diye beklentiye girdik… “Binyıl sürecek” denilen sürecin bittiğine inandık… Ama yine yanıldık… Yargılama sürecinde tutuklanan darbeci despotlar cezaevlerinin bir kapısından içeri alınırken diğer kapısından salıveriliyorlardı…Sanki 28 şubat süreci gerçekte yaşanmamış sadece bir rüya imiş..

Bizler 28 şubat sürecinin mağdurları olarak yargı sürecine tanıklık etmek, müdahil olmak için harekete geçerken, platformlar oluştururken, bu sürecin mağdurlarından kardeşim Nurettin Kayan 15 Kasım 2013 Cuma günü tutuklanıp Bursa H tipi cezaevine konulduğunu öğrendik…

28 Şubatçılar elini kolunu sallayarak cezaevlerinden salıverilirken, mağdur ve mazlumların ellerine kelepçe vurulup mahpus kılınıyorlar…

Zamanlama da calibi dikkat… Sayın Başbakan Diyarbakır’daki görkemli gösteride “Cezaevleri Boşalmış bir Türkiye” tasavvurunu dillendirirken, ben bir gün önce kardeşi cezaevine yollanmış olmanın hüznü ile buruk bir yürek ile kendi kendime söyleniyorum:

“Cezaevleri Nurettinlere yer açılsın diye mi boşaltılacak, acaba?”

Yine tarihi bir sahne olarak belleklerimizde yer alan, 37 yıllık bir sürgünden sonra Türkiye’ye dönen Şivan Perver’in elini kaldırıp “Yeni Türkiye”nin fotoğrafını kitlelere takdim ederken ;sevinmem ,alkışlamam gereken bu tablo karşısında yüreğim sızlıyordu,çünkü bir gün önce kardeşimin ellerine kelepçe vurulmuş özgürlüğüne son verilmişti…

Biz aynı davada mahkumiyet ve mağduriyeti hala devam etmekte olan 7 yıldır cezaevinde haksızca bekletilen Zekeriya Şengöz ve Fahri Memur’un tahliyesini beklerken, gördük ki bu ülkede daha çok çekeceğimiz var ve daha çok bekleyeceğiz… Ödedeğimiz bedeller yetmemiş olacak ki yeni bedeller isteniyor…

Ve düşünüyorum Türkiye’de değişen nedir?

Gardiyanlar bizden ama biz yine mahkûmuz… Özgürlükler bir başka bahara… Özgürlükler bir başkası için…

Biz güzel rüyalar görmeyi düşlerken her sabah yeni bir tokat ile uyanıyoruz…

Ne umduk ne bulduk?

Yargı yürekleri yakıyor, umutları yıkıyor…

Biz Muharrem ayındayız yine matemdeyiz…

Fakat bizim matemimiz artık inanç, bilinç ve direniş yüklü…

Hüseyni mektebte mazlumiyeti direnişe dönüştürmeyi öğrendik…

Her gün yeni Kerbelalarla sarsılıyor yeni belalarla vuruluyoruz. Payımıza vahşetler, ihanetler, musibetler düştü… Bu ümmetim ne Kerbelaları bitiyor ne de matemleri…

Acılarımıza yeni acılar ekseler de amacımız belli…

Aile olarak, camia olarak, ümmet olarak bedel ödedik ve ödemeye devam edeceğiz…

Canımız pahasına caymayacağız…